Düşlerimin Prensi-Buse Gümüş

"Gerçekleşmeyeceğini bile bile kurulan düşler, insanın canını acıtmaktan başka bir işe yaramıyor..."

30 Ağustos 2017 Çarşamba

GKBT 29.Blog Tur: Fatih Murat Arsal - Buz Sıcağı | Kitap Yorumu





  • | Buz Sıcağı | ❄ #kitapyorumu

    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    🔥 "Sevgi tende değil, yürektedir..."
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Maddeleştirmek.
    Nedendir bilinmez ama insanoğlunun içinde vardır bu olgu, sevdiğimiz ya da sevmediğimiz, hayran kaldığımız ya da uzak durduğumuz şeyleri önce kendi içimizde maddeleştirir, sonra da onları bir sınıflandırmaya sokarız farkında olmadan. Bir şey bizim için iyiyse, herkes için de öyle diye düşünürüz, ya da bir şeyden uzak durulması gerekiliyorsa hepimiz yapmalıyızdır bunu. Bu düşüncenin aslında kocaman bir yanlış olduğunu bilmeden, belki de tamamen kasıtlı bir şekilde böyle düşünmeye devam ederiz. 
    Oysaki gerçek bambaşkadır, o sınıflandırdığımız şeyler gün gelir öyle bir sarsar ki tabularımızı... Aşk da böyledir nitekim. Ne kadar istersen iste sınıflandıramazsın onu, bir kalıba sokamazsın öylece. O kendiliğinden şekil alır bulunduğu yerde, hiçbir yardıma ya da önyargıya ihtiyaç duymadan. Bir ten ile yargılanamaz masumiyeti, mühim olan kalbinde taşıdığın o saf duygularındır çünkü.
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Başarılı ve hayatını yalnız geçirmeye alışmış bir beyin cerrahı olan Doktor Zafer için de tabularının yıkılma zamanı çoktan gelmiş de geçiyordu bile. Sonra bir gün Zeynep ile tanıştı. Ansızın, hiç beklemediği bir yer ve hiç beklemediği bir zamanda. Bir ışık misali önce düşlerine, sonra hayatına usul usul süzülüp masumiyeti ve neşesiyle canlandırıverdi Zafer'in hayatını, Zeynep. Her ikisinin de yaraları vardı, Zeynep'in yaşadığı olaylar ruhuna ağır gelirken Zafer'inse koskocaman evinde tek başına yaşayan ve hayattan elde edebileceği hiçbir beklentisi kalmayan halleri, soğuk ameliyathanesi, az dostu ve sevgisiz ilişkileri onu daha da yalnızlaştırmış, kalbinin içten içe buz tutmasını sağlamıştı. Belki bir tesadüf, belkiyse kaderin ufak bir yardımı sonucu tanışmaları hayatlarındaki pek çok şeyi değiştirecek ve birbirlerinin yaralarını sarmasına yardımcı olacaktı.
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Fatih Murat Arsal'ın kaleminden okuduğum ikinci kitaptı, Buz Sıcağı. Adı gibi zıt duyguların sık sık yaşandığı, birbirlerinden uzaklaşmaya çalışırken dahi yine birbirlerine çekilen karakterlerin hikayesiydi. Kitabı elinize aldığınız an bir okuyuşta okumanızı sağlayacak akıcı bir anlatımı var Fatih Murat Arsal'ın. Öyle ki "Hangi ara başlayıp ne ara bu kadar ilerledim?" diye sorabilirsiniz kendinize zaman zaman. Karakterlerin hemen hemen hepsini sevdiğimi söyleyebilirim, Sevda ve Furkan'ı saymazsak. Onları okurken ne kadar sinirlendiğimi anlatmasam da olur sanırım. 😆😂 Onun dışında Zeynep'in tüm yaşadıklarına rağmen ışıltısını hiç kaybetmeyen gülümseyişi, cıvıl cıvıl halleri, Zafer'in her zaman yanında oluşu ve desteğini ondan esirgemeyişi ve diğer karakterlerin pişmanlıklarını, acılarını, mutluluklarını okumak gerçekten çok güzeldi. Yazar hepsini hissettirecek şekilde tek tek üzerinden geçmiş bu detayların. Bir anda gelişen duygu değişimleri değildi hiçbiri, karakterlerin de kendi içlerinde ne kadar çok değiştiğini gösteriyordu. Tek sevip sevemediğime karar veremediğim kısım kitabın biraz fazla uzun oluşu. 🙈 Normalde gerçekten kalın kitapları severim, çünkü bağlandığım karakterlerden bir anda uzaklaşmayı her okur gibi ben de istemiyorum. Ama kitabın sonlarına doğru geldikçe bazı kısımlar daha hızlı geçilebilir ya da kısaltılabilirmiş gibi geldi bana, bu nedenle bu kadar uzun olmasa da olurmuş dedim bitirdiğimde. 🙈 Onun dışında içimi sıcacık yapacak, şu yaz günlerinde kafamı dağıtacak çok tatlı bir romantik-aşk kitabıydı okuduğum. 😍😍 Son olarak bazı yetişkin içerikli sahnelerden ötürü belirli bir yaşın üzerindeki kitlenin okumasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Kitap dolu nice günlerde buluşmak üzere dostlarım, kitap ve sevgiyle kalın. 📚💙